ÜLKEMİZDE MADENCİLİK

Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümünde 4
yıllık lisans eğitimimi başarı ile tamamladım.
Ailem madencilik (Mermer) sektörünün içinden geldiği için bu bölümü bilerek ve
isteyerek yazdım.
Bu yazımı Girişimci Mühendis sayfasında yayınlanan Bursa’da dünyanın mermer
ihtiyacını karşılayacak 500 milyar dolarlık rezerv bulundu içerikli paylaşıma istinaden
yazıyorum.
• Öncelikle Maden,
Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri
olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde 3213 SAYILI
MADEN KANUNUNA göre madendir.Yerkabuğunun parçası olan ve ekonomik değer elde
edilebilen maddeler bu kanunun ve iş güvenliği hükümlerini göz önünde bulundurarak
arama,araştırma sonucunda bulundukları yerden kazılıp/kesilip çıkarılma ve çeşitli işlemlere
tabii tutularak endüstriye hammadde girdisi sağlayan ve son olarakta çevre ile uyumlu hale
getirilmesine madencilik denir.
• Madencilik faaliyetlerinde operasyonlar,
1. ARAMA
2. ARAŞTIRMA
3. HAZIRLIK
4. ÜRETİM
5. REKÜLTİVASYON ( Doğaya yeniden kazanım)
Arama çalışmaları sonucunda varlığı ortaya konan maden yatağı araştırma çalışmaları
sonucu geometrisi tespit edilir. Hazırlık çalışmaları sonucu ise maden yatağının hangi
yöntemle işletileceğine karar verilir. Ülkemizde birçok çeşit maden bulunmaktadır. Ancak
burada işletilebilirliği etkileyen en önemli parametrelerden birisi Pazar ikicisi ise
İşletilebilirliktir. Örneğin Tüprag Efem Çukuru Altın Madeni bir tonda 7 gram altın ile
çalışmaktadır. Ülkemizde tonda 1,2,3 gram değer ihtiva eden altın yataklarının günümüz
koşullarında işletilememesinin asıl sebebi işletilebilirliği mümkün olmamasıdır. Kısaca kar
edilememektedir.
Madencilik yapılabilmesi için kanunlar, teknik ve ekonomik şartların madencilik
faaliyetine izin vermesi ve global dünya’ da bir pazarın var olması gerekir.
Ülkemiz Mermer rezervleri konusunda ciddi bir potansiyele sahiptir. Antalya / Demre
bölgesinde Türkiye Petrollerinin yapmış oldukları sondaj sonuçlarında 1000 m kalınlığa sahip
mermer rezervleri tespit edilmiştir. Yapılan başka bir çalışmada ise 12.5 milyon m3
potansiyel
rezerve sahip olduğu ortaya konulmuştur. Demre bölgesi ortalama kayaç yoğunlu 2.4 t/m3 baz
alınırsa 30.000.000 ton gibi bir rezervden bahsediyoruz. Bugün en yüksek kapasiteli bir
mermer ocağı 60.000 ton / ay üretmektedir. Yani rezervlerimiz madencilik yaparak biticek
değil.
Ülkemizde şuan faal olarak yaklaşık 2000 tane mermer ocağı bulunmaktadır. Buna
rağmen 4/3’ü hale bakir, keşif edilememiş maden yatakları ve rezervler vardır.
Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi kanunların, teknik ve ekonomik şartların izin
vermediği durumlar söz konusudur.
Örneğin, 6592 sayılı kanunla değişik 3213 sayılı Maden kanununda bahsi geçen Özel
çevre koruma bölgeleri, milli parklar, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları, muhafaza
ormanları, 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre korunması gerekli alanlar, 1
inci derece askeri yasak bölgeler, 1/5000 ölçekli imar planı onaylanmış alanlar, 1 inci derece
sit alanları ile madencilik amacı dışında tahsis edilen ve Genel Müdürlük tarafından uygun
görüş verilen elektrik santralleri, organize sanayi bölgeleri, petrol, doğalgaz ve jeotermal boru
hatları gibi yatırım alanlarına ait koordinatlar ilgili kurumlar tarafından Genel Müdürlüğe
bildirilir.
1. En çok karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi 1. Derece sit alanlarında kesinlikle
madencilik faaliyeti yapılamıyor. Kültürel bir miras taşımıyor olsada, turizm
açısından bir gelir sağlamıyacak olsada 1. Derece sit alanlarında madencilik
faaliyeti yapamıyoruz.
2. Birçok bölgede üzerinde ciddi örtü tabakası ihtiva eden damarlar madencilik
faaliyeti yapmamızı teknik ve ekonomik açıdan zora sokuyor. Ancak italya’ da
yeraltı mermer ocakları görüyoruz. Birim satış fiyatları, kalite ve tektonizmanın
varlığı nedeni ile ülkemizde yeraltı mermer ocakcılığına girişilmiştir ancak başarılı
olamamıştır.
3. Maden kanunu 7. Maddesi gereği Orman Genel Müdürlüğünden, Madencilik
yapılabilmesi için izin alınmalıdır. Bu izinlerde verimli toprak, endemik bitki
varlığı izinlerin ret olarak sonuçlanmasına neden olur. Gariptir ki Ülkemizde
madencilik faaliyetleri neticesinde ormanların %2 işgal ediliyor. Ancak Orman
genel müdürlüğünün %86’ lık bütçesi madenciler tarafından karşılanmaktadır.
Madencilik yapılacak alan orman arazisi ise genelde ağaç olmasa bile orman
arazisidir ve izne tabidir.
Sonuç olarak arkadaşlar Ülkemizde tektonik hareket varlığı oldukça yoğun
gözükmektedir. Tektonik hareketler mermer blok verimliliğini olumsuz yönde
etkilemekle kalmayıp birim maliyetlerimizi arttırmaktadır. Ülkemizde mermer
rezervleri konusunda endişeniz olmasın gerçekten madencilik yapılarak bu rezervler
tükenecek değil.
Uzun yıllardır manşetlerde BOR madeni ile ilgili ciddi haberler yer alıyor. Ancak bor
madeninin dünya ticaret hacmi 1.5 milyar dolardır. Cari açığı 80 milyar dolarlara
ulaşmış ülkemiz için bor madeni üzerinde tartışmamız gereksizdir çünkü teknoloji
olarak değerlendirebilmemiz şuan mümkün değil. Bor için yeni bir teknoloji şart!
Daha detaylı bilgi almak isteyen arkadaşlar y.simav@hotmail.com ‘ dan ulaşabilirsiniz
bana.
Herkese iyi günler diliyorum
Yasin Simav

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s